NASA'nýn, Mars’ta ilk yaþam kanýtýný bulduðu yüzyýlda, biz hala cehalette nasýl yerimizde sayýyoruz;
Nasýl ülkemizin güzel topraðýný bereketsizleþtirip, insanlarýmýzýn sorgulama muhakemesini elinden alýyoruz;
Dini alet edip, aklýmýzý, mantýðýmýzý eðitime, insan olmanýn erdemlerine nasýl kapalý tutuyoruz bir bakalým.
Þu an 30’lu yaþlarda olan bu genç kadýnýn hikayesine geçmeden evvel þunu hatýrlatmak isterim;
Hepimiz ayný deðiliz, hepimiz þanslý deðiliz.
Batý ile Doðunun arasýnda bilmediðimiz bir sürü eksik varken, ayný yaþam þartlarýna sahip deðiliz!
“Cahil cesareti” deriz bazen. Cehalet en büyük düþmandýr, bakýþ açýsý yoktur!
Söz hakký yoktur. “Hayýr “diyebilme lüksü yoktur.
Zira CESARET yoktur!
Kadýn hep 2.sýnýftýr.
Günümüze baktýðýmýzda artýk rahatça görebiliyoruz, kadýna, çocuða, hayvana olan vahþetin þehire indiðini.
“Milli Eðitim programýmýzýn, Milli Eðitim siyasetimizin temel taþý, cahilliðin yok edilmesidir. Cahillik yok edilmedikçe, yerimizdeyiz”. M.KEMAL ATATÜRK
Donanýmlý, yetkin, etkin kuruluþ ve kiþilerin eðitimi kaliteli hale getirmesi gerekir.
En büyük eksiklik Aile’de baþlýyor.
Doðu’ya, el uzatýn sayýn YETKÝLÝLER, SOSYAL SORUMLULUK PROJELERÝYLE UÐRAÞAN KURUMLAR, DERNEKLER, KADIN KURULUÞLARI TAÞIN ALTINA KÝM ELÝNE KOYABÝLÝYORSA, GÖNÜLLÜLER!
Þimdi yaþanmýþ hikayemize dönelim;
Güneydoðunun bir köyünde, 8 yaþýnda bir kýz çocuðu.
3 evlilikten toplam 13 çocuk.
7. çocuk kendisi. Annesi öldüðünde, cici anne dediði travmatik bir eþ gelip, bu çocuklara eziyet etmeye baþlýyor.
Hergün hakaret, dayak, yeri geldimi soðuk kýþ günlerinde ceza adý altýnda kapý dýþarý ediliyorlar!
Okula gitmek yasak! Neden, çünkü kýz çocuðu okumasýna gerek yok!
Öz annesi tarafýndan prensesler gibi bakýlýrken, üvey annenin elinde yitip giden harcanan bir hayat
14 yaþýna geldiðinde 400 TL’ye akrabaya satýlýyor. Ve evlendiriliyor.
Sözüm ona damadýn ailesi tarafýndan seviliyor.
Çocukluðunu yaþayamadan, oyun oynayamadan, okula gidemeden, daha bedenini tanýyamadan
Kucaðýna ikiz erkek bebeklerini alýyor. Biri doðumda ölüyor.
Diðeri 1.5 yaþýna geldiðinde bademcikleri þiþiyor, nefes alamýyor.
Koca karý dedikleri üfürkçüye götürüyorlar, doktor yerine
Kocasý olan adamda çocuk sayýlýr, zira ailede o kadar erkek varken karar merci büyüklere düþüyor
Koca karý denilen üfürükçü sokuyor parmaðýný bebeðin boðazýna, küçük dilini çýkartýp, nefes aldýrtabilmek için.
Baktý olmuyor bu sefer bildiðiniz çay kaþýðýný sokuyor ve resmen kazýyor boðazýný bebeðin.
Damarlar þiþ olduðu için yavrunun damarlarý patlýyor
1.5 yaþýnda ki erkek çocuðuda cehalete kurban gidiyor.
Son nefesini kýzýmýzýn kucaðýnda gözleri açýk olarak veriyor!
16 yaþýnda hem gelin, hem eþ, hem anne olan bu kýzýmýzýn hikayesi yeni baþlýyor
Nasýl aðýr sorumluluklar yüklediðimizin farkýnda bile deðilken, bu sistem hala devam ediyor.
Sýðýnma evleri dolup taþýyor.
Kim kimin canýný almaya hak görür, Ýnanýlýr gibi gelmesede, gerçeðimiz bu maalesef iþte
Dur denmiyor, bugün silahý eline alan kurþunu saydýrýyor.
Kadýna koruma kararý alýnýyor ama adam serbest býrakýlýyor
Yasalar yeterli ve geçerli deðil!
Önümüzdeki hafta bu genç kadýnýn acý hikayesine devam edeceðim.
Töre diye üzerine 12 kurþun sýkýlan, öldü sanýp çekip gidilen!
Ne için, kim için, neden?
Hala iftira, hala töre cinayeti, hala dedikodu en önemlisi hala CEHALET iþ baþýnda.
Yazýmýn baþýnda Mars’ta yaþam kanýtý diye baþlamýþtým.
Biz yerimizde sayarken, dünya dönmeye devam ediyor!
Kadýnýn önceliðini, öncülüðünü, gücünü, varlýðýný kabul etmek gerek .
Etmeyenlere de göstermek, öðretmek!
Varlýðýnýzýn kýymetini bilin EY KADINLAR!