Yaklaşan Kongre Süreci Konuşuldu

8 Kasım'da delege seçimleriyle başlayacak olan Bodrum CHP İlçe örgütü seçimleri öncesi, Kent TV ekranlarında süreç değerlendirildi.

Yaklaşan Kongre Süreci Konuşuldu

8 Kasım'da delege seçimleriyle başlayacak olan Bodrum CHP İlçe örgütü seçimleri öncesi, Kent TV ekranlarında süreç değerlendirildi.

Gazeteci-Yazar Ayhan Ongun’un hazırlayıp sunduğu Açık Görüş programına konuk olan parti eğitmeni Naciye Bayır ve Aydın Öncel, kongreye ve CHP'nin geleceğine yönelik görüşlerini anlattılar.

Parti eğitmeni Naciye Bayır, bir süredir kesintiye uğrayan parti içi eğitim çalışmalarının yapılmayışından dolayı üyelerin durumunu ve hatta gerçek sayısını bile takip edemediklerini söylediği konuşmasında “CHP'de üye olma ve üyelikten çıkarılma koşulları tüzükle belirlenmiştir. Üyelik bir gönüllülük işidir ve partinin programını okuyup kabul eden kişi kendi özgür iradesiyle üye kayıt formunu doldurup imzalar, parti üyelerinden iki kişinin de referansıyla aday üyelik süreci başlar. Daha sonra eğitim çalışmalarına katılan, aidatını düzenli yatıran ve kendisine verilen örgütsel görevi yerine getiren kişiler artık CHP'nin asil üyeleridir. Ancak son günlerde delegelik sisteminin giderek yozlaşmasıyla parti üyeliklerini delege ağaları belirler hale gelmiştir. Şu günlerde mahalle temsilcilerinin organize edeceği toplantılarda yapılacak delege seçimlerinin yönteminin belirlenmesi gerekirken ne yazık ki bu konuda bir çalışma görülmüyor. Partinin rehberi kuşkusuz programı ve buna bağlı olarak tüzük ve yönetmelikleridir. Ancak sosyal demokrasinin evrensel kurallarından olan siyasi etik kurallarına da uyulması beklenir” dedi.

Naciye Bayır, Belediye başkan ve yardımcılarının bu kongre sürecine müdahil olmalarını da doğru bulmadığını ifade etti.

Diğer konuk Aydın Öncel ise daha eleştirel bir yaklaşımla, özellikle de vefa konusuna ağırlık verdiği konuşmasında “CHP için bugün sosyal demokrat bir parti denemeyeceği gibi, artık CHP bir kitle partisi olmaktan çıkmış, klasik siyaset ağalarının merkezinde oturduğu bir kütle partisi haline gelmiştir. Birilerinin çıkıp “kral çıplak” demesinin zamanı gelmiştir. Belli çıkar çevrelerinin ve kişisel hırs ve egolarının esiri olmuş sözde politikacıların hakim olduğu CHP'de demokratik kurallara aykırı olarak yönetimlere muhalif olanlar parti disiplini denerek tasfiye edilmeye başlanmıştır. Gençlerimize de kötü örnek olan bu kaşarlanmış siyasetçilerden temizlenmeden, tabandan başlayacak bir zihniyet değişimine gidilmeden CHP’nin iktidar adayı olması mümkün değildir. Ülke yönetiminde iktidar olmak yerine parti içi iktidarı hedefleyen merkez yöneticileri ve onların taşradaki yandaşlarının demokrasi, özgürlük, barış gibi kavramlara bu denli uzak olduğu bir ortamda iş yine parti emekçilerine düşüyor. Buradan tüm CHP'li kardeşlerime sesleniyorum. Her koşulda partinize sahip çıkın, talepkar olun, meydanı boş bırakmayın. Bu parti Muğla'da Osman Gürün, Bodrum’da Mehmet Kocadon ikilisine bırakılmayacak kadar büyük bir partidir. İradenizi bu köhnemiş siyasetçilerin eline terk etmeyin. Siyasetin ve CHP'nin özgürleşebilmesi CHP tabanındaki emekçi kitlenin partilerine sahip çıkmasıyla ancak mümkün olacaktır.” sözleriyle düşüncülerini dile getirdi.