Acılı Aile Davasından Vazgeçmeyecek!

Milas’ta geçen Şubat ayında maden ocağında meydana gelen göçükte yaşamını yitiren Şükrü Otlak’ın eşi ve 2 kızı, mahkeme sonrası yaptıkları açıklamada “Bu işin peşini bırakmayacağız. Davamızdan vazgeçmeyeceğiz” dediler.

Acılı Aile Davasından Vazgeçmeyecek!

Milas’ta geçen Şubat ayında maden ocağında meydana gelen göçükte yaşamını yitiren Şükrü Otlak’ın eşi ve 2 kızı, mahkeme sonrası yaptıkları açıklamada “Bu işin peşini bırakmayacağız. Davamızdan vazgeçmeyeceğiz” dediler.

Milas’a bağlı Sarıkaya Mahallesi Yumrutaş Mevkii’nde 18 Şubat 2019 tarihinde maden sahasında meydana gelen faciada, 3 kişi yaşamını yitirirken şirket sahibi M.A.K. ile jeoloji mühendisi S.A. ve şirket yetkilisi Ö.K. isimli zanlılar mahkemece tutuklanmıştı. 

Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davada yaklaşık 2 hafta önce verilen ara kararla tutuklu yargılanan sanıklar tahliye edilmişti. 

Kamyon sürücüsü Şükrü Otlak ile iş makinesi operatörü Servet Çapacıoğlu ve işçi Engin Tutuk can verdiği olayla ilgili sanıkların yargılanmasına Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. 

Mahkeme daha önce hazırlanan 2 bilirkişi raporunda çelişkiler olduğunu gerekçesiyle yeni bir rapor talep etti. Tutuklu sanıkların serbest bırakılma kararının kaldırılması yönündeki talep ise kabul edilmedi. Bir sonraki duruşma 12 Aralık’ta görülecek. 

Faciada yaşamını yitiren Şükrü Otlak’ın eşi ve 2 kızı mahkeme çıkışı basın mensuplarına yaptıkları açıklamada davadan vazgeçmeyeceklerini ifade ettiler. 

SERBEST BIRAKILMA KARARININ KALDIRILMASI TALEBİMİZ KABUL EDİLMEDİ

Ailenin avukatı Ayvaz Demircan, dava ile ilgili bilgiler aktararak şunları dile getirdi:

“Duruşmada 3’ü tutuklu 5 sanık vardı. 3 sanığın serbest bırakılmasıyla tutuklu sanık kalmadı. Çünkü duruşma öncesi mahkemeye sunulan 2 bilirkişi raporuna dayanarak ve diğer bir takım gerekçelerle heyet tahliyeye karar verdi. Bu davadaki 5 sanıktan 2 tanesi maden ocağını işleten firmanın temsilcileri. Aslında her 2 raporda da işletme sahiplerinin kusurlu olduğuna dair bir fark yok. Asli kusurlu görünüyorlar ama. Diğer 3 sanık teknik elemanlar. Bir de sahada görevlendirilmiş bir şoför var. Bu kişilerin kusur durumuna ilişkin 2 rapor arasında bir çelişki var. Bu çelişkinin giderilmesi için yeni bir rapor alınması yönünde görüş bildirildi. Biz bu rapor hazırlanmadan önce bilirkişilerle bir keşif yapılmasını talep ettik ama buna gerek görmediler. Aile davada hiç tutuklu kalmadığı için adalete olan güvenlerinin sarsıldığı yönünde ısrar ediyorlar. Bilirkişi raporları her ne kadar olayda bilinçli taksir yoktur ya da kasıt yoktur gibi görüş belirtseler de bu konularda mahkemeye bırakmaları gerektiğini, görüş belirtmelerinin doğru olmadığı şeklinde beyanda bulunduk. Serbest bırakılma kararının kaldırılması talebimiz kabul edilmedi. Biz de artık 3’üncü raporu bekleyeceğiz. Bu rapordaki görüşler doğrultusunda heyetin dosyanın içeriğine uygun bir karar vermesini bekliyoruz.”

SONUNA KADAR BU DAVANIN PEŞİNDEYİM

Şükrü Otlak’ın eşi Hatice Otlak ise davadan vazgeçemeyeceklerini ifade ederek şöyle dedi:

“Eşimi bütün ihmalleri bilmelerine rağmen o taşın altına koydular. ‘Bu taş hiçbir şey olmaz, işinize devam edin’ diyerek bu işçileri zorla oraya sokuyorlar. Benim eşim o bölümde değil, taşıma bölümünde çalışıyordu. O gün o riski görerek kimse çalışmak istememiş. Kimse o kayanın altına girmek istememiş. Şoför olmadığı için eşim oraya gidiyor ve bu bizim başımıza geliyor. Eşim sabah kalktı gitti, daha sonra önümüze bir tabut geldi ama içinde kim var onu bile bilmiyorduk. O dereceydi. Sonuna kadar bu davanın peşindeyim. Bize çok baskı yaptılar. Telefonla olsun, psikolojik olarak olsun. Ama bunu herkes duysun, bilsin. Asla vazgeçmeyeceğim. Cezalarını çekmelerini istiyorum. Bizim delillerimizi yok etmeye çalıştılar. O gün oraya herkes geldi, her şeyi gördüler. Delillerimizi örtbas ediyorlar, şahitlerimizi susturuyorlar. ”

YAPAYALNIZ KALDIK AMA ADALET ENİNDE SONUNDA YERİNİ BULACAK

Şükrü Otlak’ın kızı Saibe Otlak ise “Babamın ölümüne sebep olan herkes cezasını çekmeli. 6-7 aydır psikolojik olarak çöküntüdeyim. Halüsinasyonlar görüyorum, rüyalar görüyorum. Uyuyamıyorum. Ben şu an üniversiteye gideceğim, korkuyorum. Şu an götürecek kimsemiz yok. Babam yok. Kimse sahip de çıkmıyor. Yapayalnız kaldık ama adalet eninde sonunda yerini bulacak” şeklinde konuştu. 

Şükrü Otlak’ın diğer kızı Ceren Otlak da yaptığı açıklamada üzüntüsünü dile getirdi. 

Servet Çapacıoğlu ve Engin Tutuk’un ailelerinin ise maden ocağı işletmesinin sahipleri ile ilgili şikayetlerinden vazgeçtiği fakat diğer sanıklarla ilgili şikayetlerinin devam ettiği bildirildi.