Bodrum'un Görüntü Kirliliği!

Sevgili çevre dostlarım bu haftaki makalem Bodrum’da görüntü kirliliği üzerine olacak fakat yazıma başlamadan önce konunun ciddiyetinin daha iyi anlaşılabilmesi için Avrupa’dan bir haber sunacağım; 

Bodrum'un Görüntü Kirliliği!

Sevgili çevre dostlarım bu haftaki makalem Bodrum’da görüntü kirliliği üzerine olacak fakat yazıma başlamadan önce konunun ciddiyetinin daha iyi anlaşılabilmesi için Avrupa’dan bir haber sunacağım; 

“Sırt çantalı iki Alman turistin, kentin en eski köprüsü Rialto üzerinde kamp usulü kahve keyfi girişimi kısa sürdü. Venedik yönetiminin, kamu düzenini sağlama çerçevesinde belli bölgelerde piknik yapılması yasağını da içeren bir dizi uygulamasından habersiz olan turistler, kahve yapmaya kalkışınca yoldan geçen bazı kişilerce polise ihbar edildi. Olay yerine gelen ekipler Alman turistlere 950 Euro para cezası kesti. Üstüne de kenti terk etmeleri istendi. Venedik Belediye Başkanı Luigi Brugnaro, ziyaretçilerin kentin kurallarına saygı göstermesi gerektiğini söylerken yasaları uygulayan polise de teşekkür etti.”

Milletçe  güçlü marka şehir olma kavramı üzerine hep konuşuruz, yok efendim bizim Avrupa’dan neyimiz eksik, tarih bizde, o bizde, şu bizde vs vs. Evet hepsi doğrudur  fakat eksik olan; Ülke genelinde standartların ve kriterlerin oluşturulamaması, yurttaşlık, vatandaşlık kavramlarının getirdiği sorumluluk üzerine toplum genelinde bilinçlendirmenin yapılamaması, hukuk sisteminin inisiyatif kullanmaya mahal vermeyecek şekilde tavizsiz uygulanamamasıdır.

2019 Turizm sezonu henüz açılmadan 5 Ana kriter üzerinden Bodrum’un eksileriyle ve artılarıyla tarafsızca çevre kirliliği analizini yapmıştım. Öyle ki, değerlendirmelerden biri de görüntü kirliliğiydi. Avrupa meydanlarında kaldırıma oturup tost yemenin dahi yasak olduğu günümüzde, Bodrum’un kamusal alanlarını ve halk plajlarını bir takım kişilerin, otel gibi mesken tutması sonucunda, Bodrum’a hiç yakışmayan görüntüler vermesine sebep olduğunu değinmiştim. Bunun için de 7/24 zabıta ve kolluk güçlerinin ortaklaşa ve vardiyalı devriye atmasını, bırakın Avrupa’daki gibi 1.000 Euro ceza yazmayı, Kimlik ve GBT sorgularının yapılması suretiyle ve ardından da Kabahatler Kanunu’na göre yazılacak kişi başı 153 TL cezanın bile bu tür görüntü kirliliklerinin önemli ölçüde önüne geçilebileceğine belirtmiştim. 
Maalesef yerel seçim süreci münasebetiyle konu ile ilgili gerekli kararların alınamaması nedeniyle an itibarı ile Bodrum’da bu yıl yaşanan menfi görüntüler geçtiğimiz yılları aratmamaktadır. Önümüzdeki turizm sezonu öncesi gerek Valiliğin, gerek Kolluk birimlerinin ve gerekse Büyükşehir Belediyesinin bu konuda gerekli adımları atacağını inanıyorum. 

Bu arada Bodrum’un belirli noktalarında yer alan çöp konteynırlarının kafese alınıp çim görünümlü malzeme ile kaplanmasını olumlu bulduğumu belirtmek ister, görüntü kirliliğinin azaltılmasına hizmet edecek bu tür ve benzeri uygulamaların mümkün olduğunca yaygınlaştırılmasını dilerim.

Geçen haftalar itibarı ile “Avrupa’da neden sokak hayvanı yok” ve ağaç katliamlarına ithafen yazmış olduğum “Kıymayın, kıydırtmayın efendiler” isimli makalelerime gerek sosyal medya üzerinden, gerekse telefonla ulaşıp şahsımı onurlandıran ve teşvik edici dönüşleriyle yoğun ilgi gösteren, Ülkemin duyarlılık sahibi güzel insanlarına şükranlarımı ve sevgilerimi sunuyorum. 

Her daim sevgiyle, maviyle, yeşille esen kalın.